10 Eylül 2010 Cuma

Eğer ben seni seviyorsam ve eğer sen de beni seviyorsan...

Bugün, değeri benim için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar büyük olan birinin doğum günü. Ve gene bugün, "fazla orjinal blog"umda ilk kez bir yazımı alenen, düpedüz bu doğum günü insanına armağan etmek istiyorum. Yandaki nutella ise ikimizin olağan dışı arkadaşlığını simgelemekte. Ve saat 23:23. Umarım beni düşünüyorsundur. İşte başlıyorum:


Şimdiye kadar sana hiçbir doğum gününde hediye alamamış ya da herhangi bir atraksiyon gerçekleştirememiş olan bu bünye, en azından bu yaş gününde senin için özel bir şey yapmak istedi. 8 sene önce başlayan bir olay nasıl bu kadar gelişebildi? Nasıl oldu da zaman bu kadar hızlı aktı? Nasıl oldu da herkes geçip giderken hayatımdan sen bu kadar uzun süre kalabildin? Kimseler dayanamazken bana, anlayamazken, dinleyemezken beni, kalamazken yanımda, sen nasıl durabildin böyle? Bunların hepsinin tek cevabı SEN'sin. Sen sen olduğun için, sen başkası olmaya çalışmadığın için, sen beni olduğum gibi kabul edebildiğin için şu anda bu yazıyı yazabiliyorum. Diğerleri birer anı olarak yer ederken kalbimde ve zihnimde, sen ilk günkü gerçekliğinle, hatta her gün biraz daha gerçek bir şekilde hayatımda var olmaya devam ediyorsun. Her gün vefanın sadece bir semt adı olmadığını kanıtlamaya devam ediyorsun bütün insanlığa.

İyi ki doğdun! İyi ki varsın! İyi ki sen, sensin! İyi ki kader çıkardı seni karşıma! Buraya şimdiye kadar geçirdiğimiz zamanla ilgili bir şeyler yazmak isterdim, ama zaman tuhaf şey, herşey çok hızlı olup biterken yavaşlıyor da bir yandan sanki. Dünmüş gibi bütün anılarımız, ama aynı zamanda aradan uzun zaman geçmiş gibi sanki. Gene de 2007 yazını, hayatımın en mutlu ve güzel günlerini, belki de hayatımı şekillendiren o yazı -hafıza kaybı ve alzheimer gibi olağan dışı haller hariç- asla unutmayacağım. Herkes terketmişken benimle ilgilenenin, söylediklerimin zerre kadar anlamı olmamasına rağmen beni dinleyenin, "asla gerçekleşmez" diye rafa kaldırdığım o hayallerim için beni yüreklendirenin, kimseye dökemediğim sırları kendi sırrıymış gibi saklayanın sen olduğunu asla unutmayacağım. Hayatımın belki de en ilginç arkadaşlığını bana armağan ettiğin için sana teşekkür ediyorum. Bana kazandırdıklarının değeri o kadar büyük ki onları kelimelere sığdıramıyorum. Umarım bu yazdıklarımla, sana olan minnettarlığımı biraz olsun anlatabilmişimdir.


Yeni yaşın sana sağlık ve mutluluk getirsin. Bütün güzellikler seninle beraber hayatında olsun. Yüzün asılmasın, canın sıkılmasın. Kimse kalbini kıramasın. Bütün hayallerimizi "beraber" gerçekleştirmemiz dileğiyle...


Her zaman yanında olmaya gayret gösterecek olan arkadaşın 
yasampinarim.

 Not 1: En kısa zamanda, gerçek anlamda bir şeyler kutlayabilmek için İstanbul'a kahve içmeye bekliyorum :) Gayet ciddiyim!

Not 2: Ve sana armağan etmek için bir çok şarkı düşündüm ama şundan başkasını bulamadım >__<; We're so happy together!~ *En azından ben mutluyuuuummm~~*


Biricik Kankam'a Sevgilerimle

(10/09/2010 23:53) 
Let's dream together...

2 yorum:

  1. kanka sen beni öldürücen sanırım kalpten =/
    ne desem bilemedim,çok teşekkürler,çook çook teşekkürler düşünmen yeterdi senin :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ve bu yazının hâlâ daha en beğenilen ve okunan yazım olması şerefine.....

      Sil