27 Ocak 2011 Perşembe

Bulaşık suyu ister misiniz?

"Seni anlatabilmek için yeni bir dil icat etmeyi isterdim Orhan."

Ne zaman bloğa ya da herhangi bir yere bir yazı yazmaya kalkışsam, başka işlere bulaşasım geliyor.Mesela susuyorum, acıkıyorum, uykum geliyor, bir şey izleyesim geliyor, internet kopuyor, başkalarının bloglarını okuyasım tutuyor sonra da “Amaaaan” diyorum, yazar mı olacağım sanki, bloğumu okuyan mı var sanki (var dört-beş kişi canım), yazacak bir şey mi var sanki, dünyayı mı kurtaracağım sanki, deyip yatıyorum. Ve evet, niyeyse bir şey yazasım gelecekse, gece geç saatlerde geliyor. (Ya da yapmam gereken başka işlerin olduğu saatlerde.)
Ancak, sevgili okur-okumazlarım, Ocak 2011’de, tek bir yazıyla, o yeni yıl yazısından bahsediyorum, kalmamaya kararlıyım. Bakıyorum çevremde sevdiğim, izlediğim, imrendiğim, kıskançlıktan çatladığım vs. blogların çoğunun yazarı oldukça velud(üretken) ve de içeriği iyi ya da kötü, sıklıkla yazı yayınlamaktalar. Çok yazmak iyi yazmak anlamına gelmez; fakat az yazmak da kaliteli yazılar yazdığını göstermez.

Farkındayım konuya giremiyorum, bu gidişle girebileceğim de yok. Yani, peki itiraf ediyorum, bir konuda karar kılmış değilim. Bu yüzden laf salatası yapıyorum. Şu aralar en çok yaptığım şey de bu zaten, belirli bir konudan bahsetmeksizin; ki aklımda, gerçekten, onlarca konu var, lafı eveleyip gevelemek. Bilgisayarımda da, şu anda onlarca tamamlanmamış yazı var. Konuyu buluyorum, güzel konu, hakkında bir ton laf edilebilir, ama işte niyeyse o konuyu bir türlü açamıyorum. Şöyle çarpıcı bir giriş yapayım diyorum, giriş için çok uğraşıyorum, ama yazı gelişmiyor. E gelişmeyince, haliyle sonuca da bağlanamıyor.

Bir başka sorun da, madem konu açıldı, yukarıda da bahsettiğim gibi hangi konu hakkında yazacağımı bir türlü kararlaştıramamam. Çok fazla konu hakkında düşünüyorum, aklıma gelenleri not da alıyorum. Ancak gene de tam olarak ne hakkında yazsam karar veremiyorum. Karar verdikten sonra da, bir önceki paragrafta bahsettiğim şeyler sorun oluyor.

“Acaba çok mu mükemmeliyetçiyim ki?” deyip kendime gülüyorum. Ha ha ha!

En azından Ocak 2011’i tek yazıyla kapatmamış olacağım. Ama iyi ama kötü. İyi geceler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder