18 Aralık 2009 Cuma

Hastalıklarım 1- Varolmanın engellenemez sonucu

   Yaşamanın Kalıcı Yan Etkisi*

  Aklıma şöyle bir şey gelir bazen, herhalde Orhan Veli benim için bir şiir yazacak olsaydı "hiçbir şeyden çekmedi dünyada mide bulantısından çektiği kadar" derdi diye. Tabi koskoca Orhan Veli'nin benim için neden şiir yazacağı ya da kaderin ne tür bir cilvesiyle tanışıp da bu şiiri bana adayacağı vs. gibi konuları düşünmeyerek bu düşünce aklıma gelir. Ayrıca benim için "Yazık oldu bizim Pınar'a" deyip demeyeceği de tartışılır.

  Mide bulantısı yaklaşık 4 senedir şiddetli olarak vücudumu etkileyen bir olay. Sağlığımla ilgili daima sorunlar yaşadım ama 4 senedir bahsettiğim sağlık sorunlarımın %90'ını midemle ilgili sorunlar oluşturdu. Onun öncesinde de midemle ilgili problemlerim oluyordu tabi ama böylesini yaşamamıştım. Mide ağrıması... mide yanması... ama en en en sık yaşadığımsa mide bulantısı...

 Doktora gitmedim henüz, gidersem ne diyeceğini de tahmin edebiliyorum. Yani bir takım olasılıklar var en azından. Mesela ülser başlangıcı tarzi birşey vuku bulmuş olabilir ki bu son 4 yıldır mideme gelen zararlarla (ya da verdiğim mi demeliyim?) oldukça mümkün. Yediklerimin dokunacağını hiç sanmam çünkü "çooook sağlıklı ve kontrollü" beslendiğimi düşünürken bile midemdeki sorunlarla baş edemiyordum hatta bu zamankinden çok daha kötü durumdaydım desem abartmış olmam. Son olasılık da psikolojik nedenler ki insanların (ve tabii doktorların da) en çok üzerinde durduğu konu bu "psikolojik" etkenler. Herşeyin sorumlusu milletin dilinden düşürmediği şu "stres" oldu. Doğruluk payı ne kadardır bilinmez ama en azından kendi açımdan baktığımda, stresin değil belki ama, "sıkıntı"mın bu duruma yol açtığını rahatlıkla söyleyebilirim.

  Bu "sıkıntı" (ya da -lar ekini mi getirmeliyim bu kelimeye?) beni "sardığı"ndan beri mide bulantısını çekiyorum cümlesi ile durumu özetlemek mümkünken neden sözü uzatmaya çalışıyorum ki? Doğru, daha öncesinden hiçbir şey böyle değildi ki. Sadece bir şey için "sıkılmaya" başlamadım aynı zamanda kendime yeni bir sıkıntı da edinmiş oldum böylece. Ve şu anda iki sıkıntıdan da kurtulamamanın ve önümüzdeki bilmem kaç yıl boyunca (ya da ölene kadar) kurtulamayacak olmanın verdiği sıkıntıyla üç sıkıntı sahibiyim. 

  İnsanı söyleyemedikleri, içinde tuttuğu sıkıntılar, düşünceler, öfkeler, kızgınlıklar, nefretler, pişmanlıklar bu hale getiriyormuş. Ağlayamadıkları, sustukları vücutta böylesine bir tepkiye neden oluyormuş. Ağlayınca, anlatınca, açıklayınca biraz rahatlıyormuş ama asla tam anlamıyla kurtulamıyormuş. Sonunda da yazık oluyormuş ona...


  Ekşisözlük'te mide bulantısı başlığı altında yazılanları okuduğumda durumumla manidar olanları buraya eklemeden edemeyeceğim:






"sebebi hayattır. içinde hayat varken de mide bulanır, içinde bulunulan hayattan dolayı da."

(başlık da sözlükten alınmadır, yaşamanın kalıcı bir yan etkisidir mide bulantısı. tabi ki yaşanılan ya da yaşanıldığı sanılan hayata göre çeşitlilik gösterir.)

"uyuyamama sonucunda bütün gece kıvranmanıza neden olmaktadır, belki de mideniz bulandığı için uyuyamıyorsunuzdur. korkunç bir baş ağrısıyla beraber tadından yenmez."

(midem bulandığı için mi ağlıyorum, yoksa ağladığım için mi midem bulanıyor?)

"insanın birçok acıyla değiş-tokuş etmek isteyeceği türden bir rahatsızlıktır. %90'ı psikolojik nedenlidir. geri kalanı ise fizyolojik nedenlidir. (üşütme, zehirlenme, açlık, migren, gunes çarpması, elektrolit dengesinin bozulması, hamilelik vs.) genelde söyleyeceklerini içine atan, içinde biriktirdikçe biriktiren, takıntı sahibi insanlarda görülür. hayattaki iğrenclikleri ve haksızlıkları kaldıramayan fazla iyi niyetli insanlarda da görülür. kesinlikle bir acizlik değildir. ruhunuzdaki tepkilerin somut hale gelmesidir. biraz kirlenerek, kendinizi tanıyarak, kendinizle barışarak ve hiçbir şeyi sallamayarak bu sorunun ustesinden gelebilirsiniz. don quijote'luğa luzum yoktur, unutmayın bu dünya'da her zaman kötüler kazanır."

(tek bir söz bile söylemek gereksiz bu sözler karşısında.)

"hayatta atılan kazıklara, yapılan haksızlıklara, kötü niyete, kompleksli davranışlara, kırıcı sözlere karşı duydugum yegane his. bu yüzden her gün midem sıklıkla bulanır... hiç bir ilaçta merhem olmaz...."

(hiç bir ilaç da merhem olmaz... olamaz... kulaklarımda senin o sözlerin hala çınlarken...)

"pişmanlık semptomu..
yapılan hatalardan, edilen eşşeklikten ders almakla da geçmeyebiliyor.. ne kadar ardından toplamak, düzeltmek istersen iste, denersen dene, akılda kaldıkça kızıyor insan kendine, bunun üzerine kendine cezazssı mide bulantısı oluyor..."

(ehhh yukarda biz ne dedik??)

"göz yaşları içinizde yeterince biriktiğinde oluşur kimi zaman. kusmak istersiniz. ilk damla aktı mı gerisi gelir. hüngür hüngür ağlarsınız ve geçer mide bulantısı. bir sonraki sefer kadar."

(...)

"nefes aldıkça artan rahatsızlığım."

(ve 'aramıza hoşgeldin' dedi kız)

"bazen çevrenizdeki insanlarla olan ilişkilerinizin farkında olmadan sizde yarattığı etki."

(olmaz olaydı dedirten ilişkiler yumağı...)

"nefret edilen,görüşmek,konuşmak istenmeyen kişilerin karşınıza çıkması durumunda hissedilenler"

(bu da iyiymiş...)


Vedayı da ben yapayım bari... Üzüldükçe midem bulanıyor, midem bulandıkça üzülüyorum. Bu ne yaman çelişkidir? Yazık oluyor mu Pınar'a gerçekten?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder