Fazla Orijinal Blog (FOB)

"Keyfe Keder Okunmayası Blog" ile başlayan kısmen ciddi ve istikrarlı blog geçmişinden sonra, Fazla Orijinal Blog, nam-ı diğer FOB, yazarının daha fazla içinde tutamadığı duygucuk ve düşünceciklerini ifade edebildiği yegâne yer olarak bir sığınak görevi görmektedir.

11 Ocak 2010 Pazartesi

Başlığa ne hacet

M
U
T
L
U
O
L
M
A
K
İ
S
T
İ
Y
O
R
U
M
Gönderen YasamPinarim vakit bu vakit: 6:54 ÖS 2 yorum:
Bunu E-postayla GönderBlogThis!X'te paylaşFacebook'ta PaylaşPinterest'te Paylaş
Etiketler: hayat, istediklerim
Daha Yeni Kayıtlar Önceki Kayıtlar Ana Sayfa
Kaydol: Kayıtlar (Atom)

Canım kitaplar ♥

Goodreads: Book reviews, recommendations, and discussion

İyi demişsin onu

Pınar’s quotes


"The fault, dear Brutus, is not in our stars, but in ourselves."— William Shakespeare

Goodreads Quotes

Aşırı okunuyorum! İşte kanıtı!

Cıvıltı!

Tweets by yasampinarim

Ben susayım o söylesin

...İnsanların başarısı onları eziyordu. Mağaralara sığınıp ateş yakan, avlanan, hayatta kalan, sonra kalkıp bunların resmini mağara duvarlarına çizen, hayvanları evcilleştiren, tekneler yüzdüren, kaleler kuran (hem de ta Britanya'dan gelip kurmuşlar Ankara Kalesi'ni), mancınıklar yapan ve bu mancılıklarda kadın saçından yapılma zemberekler kullanan, "kadınlarla yatan", Amerika kıtasından patatesi, mısırı getiren, oraya Afrikalıları köle olarak götüren, Musa'ya, İsa'ya, Muhammed'e inanan insanların; yönetici sekreterlerin, banka müdürlerinin, satın alma sorumlularının, satış temsilcilerinin, tesis ve planlama müdürlerinin, şantiye şeflerinin, reklamcıların, tiyatrocuların, ressamların, edebiyatçıların, tercümanların, editörlerin, generallerin, master öğrencilerinin, sporcuların, mühendislerin başarısı altında eziliyorlardı.

Herkes Herkesle Dostmuş Gibi, Barış Bıçakçı, s.55

Çünkü münzevilerin de zaman zaman gezmeye ihtiyaçları olabilir

Çünkü münzevilerin de zaman zaman gezmeye ihtiyaçları olabilir
Absürd bir seyyahın trajikomik seyahat anılarını kim merak eder bilemiyorum.

Ortak Geçmişimizin G'si büyük yazılır.

Ortak Geçmişimizin G'si büyük yazılır.

Isn't it good, Norwegian Wood?

Isn't it good, Norwegian Wood?
Norweigan Wood (İmkânsızın Şarkısı'ndan) daha iyi.

ノルウェイの森

“I really like you, Midori. A lot.”
“How much is a lot?”
“Like a spring bear,” I said.
“A spring bear?” Midori looked up again. “What’s that all about? A spring bear.”
“You’re walking through a field all by yourself one day in spring, and this sweet little bear cub with velvet fur and shiny little eyes comes walking along. And he says to you, “Hi, there, little lady. Want to tumble with me?’ So you and the bear cub spend the whole day in each other’s arms, tumbling down this clover-covered hill. Nice, huh?”
“Yeah. Really nice.”
“That’s how much I like you.”


「君が大好きだよ、ミドリ。」

「どれくらい好き?」
「春の熊くらい好きだよ」
「それ何よ、春の熊って?」
「春の野原を君がひとりで歩いているとね、向こうからビロードみたいな毛並みの
目のくりっとした可愛い子熊がやってくるんだ。そして君にこう言うんだよ。
『今日は、お嬢さん、僕と一緒にころがりっこしませんか?』って言うんだ。
そして君と子熊で抱き合ってクローバーの繁った丘の斜面をころころと転がって
一日中遊ぶんだ。そういうのって素敵だろ?」
「すごく素敵」
「そのくらい君のこと好きだ。」

Person in Dreams

Person in Dreams
重慶森林

California Dreamin'

California Dreamin'

Bir şiir çok cici olabilir

UMUMİYETLE DOĞRU HABER ALAN
BİR KAYNAKTAN ÖĞRENİLDİĞİNE GÖRE

Bir yağmur
bir yağmur
bir yağmur ki
yağacakmış

Yağsa da kurtulsak

(Suat TAŞER)

Nothing but words

fazla Ar. faøla

sf. 1. Gereğinden, alışılmıştan çok, aşırı olan, ziyade: Yaşamak için çok zorluk çekiyordu. Fazla olarak hastaydı. -R. N. Güntekin.

2. Daha çok, aşkın: "Biz ancak Cumhuriyet devrinde elli yıldan fazla bir barış devri geçirmişiz.-B. Felek.

3. Artmış olan: Fazla ekmeğiniz var mı?

4. zf. Gereksiz, yersiz bir biçimde: Fazla konuşma yeter.

5. zf. Gereğinden, alışılmıştan çok olarak.

orijinal Fr. original

sf. (l ince okunur) 1. Özgün: "Zira ki biz, orijinal mevzulara teması şiar edinmişiz." -N. Hikmet.

2. Fabrikası tarafından yapılan, taklit olmayan (araç ve gereç).

3. Otantik. 4. mec. Alışılagelenden daha değişik, şaşırtıcı nitelikte olan: "Ankara ikliminin en orijinal tarafını ısıda buluruz." -F. R. Atay.

olağan dışı

sf. Sıra dışı.

(Kaynak: Güncel Türkçe Sözlük)

Hocam, "İnsan en çok en iyi bildiğini düşündüğü sözcüklerin anlamını bilmiyordur" derdi. Bir de "Sözlüğü elinizden düşürmeyin" derdi. Hala da der.

7/24

Bekliyorum
Öyle bir havada gel ki
Vazgeçmek mümkün olmasın!

Orhan Veli Kanık

İntihal fazlaca sevimsiz bir şey.

Aksi belirtilmediği sürece, bu sayfada yayımlanan bütün yazılar, sözler ve çeviriler, bu blogun yazarı bendenize aittir.

İzin almak ve kaynak belirtmek suretiyle yazıları kullanabilir ve alıntı yapabilirsiniz. (Memnun bile olurum!) Emeğe saygı, FOB'a sevgi :)


Ben kimim ki?

Fotoğrafım
YasamPinarim
İstanbul, Türkiye
Yaşampınarım kendisini "Kendini orijinal zanneden sıradan bir insan. Yüreğinin götürdüğü yere gittiğine inanan absürd bir seyyah. Yaşamaya çalışan bir Yaşampınarım. Değirmenlere karşı bir dişi Don Kişot." olarak tanımlıyor.
Profilimin tamamını görüntüle

Takip edebilirsiniz beni

Kayıtlar
Atom
Kayıtlar
Tüm Yorumlar
Atom
Tüm Yorumlar

Cidden.

Çok popüleriz.

  • Eğer ben seni seviyorsam ve eğer sen de beni seviyorsan...
    Bugün , değeri benim için kelimelerle ifade edilemeyecek kadar büyük olan birinin doğum günü. Ve gene bugün, "fazla orjinal blog"u...
  • Alttan ittirmeli, üstten tüttürmeli çok oturgaçlı götürgeç
    K endimi zorlayarak bir şeyler yazma girişiminde bulunmamın nedenini, bütün gün boyunca hiçbir şey yapmamanın verdiği azabı birazcık olsun h...
  • Çeklere Sormak İstiyorum: Niçin "litost" kelimesinin karşıt anlamlısı yok?
    ♪ MFÖ: Hep Böyle Sev ♪ X Ambassadors: Litost ♪ Radiohead: All I Need Çeklere Sormak İstiyorum: Litost kelimesinin karşıt anlaml...
  • Sana Çok Güzel Başlıklar Hazırladım
    Saat 22.31. Tam da 21.31’de başladığım yazıyı bitirmede başarılı olamadım arkadaşlar. Evet, ben ne yazık ki her başladığı işi bitirebile...
  • İz Bırakanlar Unutulmaz
    "Belki yarın gidecek Bir anı gelecek başka bir anının yerine. İnsan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine. " Edip Cansever...

Blog Arşivi

  • ►  2016 (1)
    • ►  Ağustos (1)
  • ►  2015 (3)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Nisan (1)
    • ►  Şubat (1)
  • ►  2013 (2)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2012 (5)
    • ►  Nisan (2)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Şubat (1)
    • ►  Ocak (1)
  • ►  2011 (14)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Eylül (1)
    • ►  Ağustos (1)
    • ►  Temmuz (2)
    • ►  Haziran (1)
    • ►  Mayıs (1)
    • ►  Mart (1)
    • ►  Şubat (2)
    • ►  Ocak (2)
  • ▼  2010 (11)
    • ►  Aralık (1)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Ekim (1)
    • ►  Eylül (4)
    • ►  Ağustos (2)
    • ►  Temmuz (1)
    • ▼  Ocak (1)
      • Başlığa ne hacet
  • ►  2009 (8)
    • ►  Aralık (2)
    • ►  Kasım (1)
    • ►  Eylül (3)
    • ►  Ağustos (2)

Etiket-ket-ket

absürd bir seyyah (2) acı (3) Alexander Rybak (1) anılar (2) arkadaşlık (2) aşk (4) bir zamanlar Japonya'dayken (8) bloguma dokunma (1) bu da böyle bir anımdır (3) bu kafa neyin kafası (5) bulantı (1) çeviri (1) değişim (3) dilbilim (1) doğum günü (1) duygu (1) duygular (1) edebiyat (1) efkar (2) ergenus (1) fazlaca duygusal (2) fazlaca kişisel (4) gerçekler (4) gizem (1) gözlük (1) gündelik (1) Haruki Murakami (1) hastalık (2) hayal kırıklığı (4) hayaller (13) hayat (28) hikaye (4) hüzün (1) ingilizce (1) insan (1) istediklerim (2) Japonya (1) kahve (1) kara sevda (2) kararsızlık (1) keyifsizlik (1) kişisel (5) kişisel zaaflar (2) kötü yazı (5) küçük prens (1) melankoli (2) mutluluk (1) müzik (7) nefret (1) nimet (1) okul (1) olağandışı haller (2) önsöz (1) özeleştiri (1) pembe dizi (1) pizza (1) plansızlık (1) Proust anketi (1) psikolojik sorunlar (2) saplantı (1) sevgi (3) sevgililer günü (1) sözün bittiği yer (1) sürpriz (2) şarkılar (1) şiir (1) tatil (2) tebrik (1) tutku (2) uzun yazı (1) yağmur (1) yalnızlık (1) yasampinarim (16) yaz (1) yazar (1) yeni yıl (3)
Powered By Blogger
Bu sitede yer alan bütün yazılar, aksi belirtilmediği takdirde yasampinarim'a aittir. . Harikalar Tic. teması. Blogger tarafından desteklenmektedir.